17 Eylül 2013

Sinema uyarlamasını bekleyen romanlar - #2 Kara Ev


Geçen yüzyılın başlarında yaşayan Albert Fish adlı katilin işlediği cinayetlerin benzerleri küçük kasabada işlenmeye başlanınca meçhul katile "Balıkçı" adı takılır. Bu cinayetler sapık bir beynin ürünü müydü, yoksa bu sessiz kasabayı gizemli kötü bir güç mü sarmıştı? Emekli dedektif Jack'in açıklanması zor gündüz rüyalarının sebebi neydi? Ormanın ıssız bir köşesinde dehşet barındıran korkunç Kara Ev'deki kötülüklerle nasıl savaşacaktı?

Nedir? 

Stephen King ve Peter Straub'un güçlerini birleştirdiği roman Kara Ev, soluksuz okunan bir şaheser. İki yazarın daha önce yarattıkları Tılsım adlı romanın devamı niteliğinde görünen ama ondan bağımsız olarak değerlendirmenin daha isabetli olacağını düşündüğüm bir eser. Jack Sawyer adlı bir çocuğun hasta annesini kurtarmak için "Diyar" adı verilen öbür dünyaya yaptığı yolculuğun anlatıldığı Tılsım, fantazinin ötesine geçememişti. Ana karakterimiz Jack'in yıllar sonra hafızasını da  kaybettiği için yaşadığı tuhaflıklara anlam vermeye çalıştığı Kara Ev'i, Tılsım'dan önce okumanızı da tavsiye ederim.

Neden Uyarlanmalı?

Basit bir seri katil hikayesi biçiminde başlayıp, sizi tahminlerinizin ötesine bir noktaya ulaştırıyor Kara Ev. Neden uyarlanmalı sorusuna verilebilecek en makul cevap; bu hikayenin taşrada geçen seri katil filmlerini - ya da polisiyelerini diyelim- fantastik sinemayla kusursuzca birleştirecek olması. Korku sinemasının tükenme aşamasına geldiği şu dönemde böyle bir eserin türü besleyeceği göz ardı edilmemeli. Kısacası, mükemmel tasvirleri, unutulmaz karakterleri ve uzunluğuna rağmen bitmesini istemeyeceğiniz türden romanlardan diyebileceğim Kara Ev, türe hakim usta bir yönetmenin ellerinde canlanmayı bekliyor.